Doğa'da var olan her canlının tek bir gayesi vardır; genlerini gelecek nesillere aktarmak... İnsan ve hayvan gibi gelişmiş çok hücreli canlılardan tutun da çok basit tek hücreli organizmalara kadar her canlı, evrimin o kusursuz mekanizmasının işleyişi içinde yaşamlarını sürdürür ve kalıtımsal devamlılıklarını sağlar.
Evrim mekanizmasının canlılara sağlamış olduğu birçok avantajdan sadece bir tanesi ve şaşırtıcı düzeyde bir hayat hikayesi olan Toxoplasma gondii' dir. Kendisi kediler başta olmak üzere birçok sıcakkanlı hayvanda parazit olarak yaşar. Fakat yaşam döngüsünü bir kaç safhada tamamlar. Kedi (felis domesticus) ye ulaşana kadar ara konak olarak tanımladığımız omurgalı hayvanlarla taşınması gerekir. İşte bu yazıda üzerinde duracağımız ara konak bir fare...
Bu parazit türünün genlerini aktarması ancak eşeyli üreme ile mümkün bu yüzden eşeyli üreyebileceği ortamı sağlayabilecek bir canlıya ihtiyacı var.
Toxoplasma gondii' nin bu ortamı sağlayabileceği tek ortam, kedinin ince barsaklarındaki epitel hücreleridir. Bu yaşamsal faaliyetin kilit noktası olan eşeyli üreme, T.gondii' nin zavallı farelerin Merkezi Sinir Sistemi (beyin) 'ni ele geçirip onlara istediğini yaptırabilme yetisi kazandırıyor.
Farelere bulaşan T.gondii, onların bir süre sonra çeşitli davranış bozuklukları sergilemelerine neden oluyor.Bu davranışlardan bir tanesi, koku alma duyuları çok kuvvetli olan farelerin bu özelliklerini kaybetmelerini sağlayıp normalde kedi kokusundan korkup kaçan fareleri bir anda kedi kokusuna bağımlı hale getiriyor ve fareler içgüdüsel olarak kedilerin olduğu ortamlara yakın olmaya başlıyorlar. Adeta Leyla'sını arayan Mecnun gibi etrafta korkusuzca dolanan bu minik yaratıklar en sonunda bir kediye av olurken T.gondii ise hedefine ulaşmış oluyor.
Hikayemizin sonunda kötü karakterli kahramanımızın, çirkin emellerine alet ettiği masum fareler canlarından olurken, T.gondii ise hedefine ulaşmanın verdiği mutlulukla asıl olması gerektiği yerde üremeye devam ediyor.
Yazan: Arzu GÖRÜROĞLU
Yorumlar
Yorum Gönder