HENRİETTA LACKS'IN ÖLÜMSÜZLÜĞÜ

Henrietta Lacks
Henrietta Lacks, Amerika'nın Virginia eyaletinde siyahların yaşadığı bir mahallede  sıradan bir yaşam süren bir ailenin 9 çocuğundan biri olarak 1 Ağustos 1920' de dünyaya geldi. Annesi, 10. doğumu sırasında hayatını kaybettiğinde Henrietta Lacks henüz 3 yaşındaydı. Karısının  ölümünden sonra genç baba 9 çocuğu ile baş edemeyip onları çiftçi akrabalarının bulunduğu bir köye bırakıp kaçtı. Henrietta  çocukluk ve ergenlik dönemini dedesinin yanında geçirdi. Henüz 4 yaşındayken 12 saat çiftlikte çalışmaya başladı. Okul çağı geldiğinde çevresinde bulunan bütün okullarda beyazlar eğitim gördüğünden okula alınmadı. Bu nedenle çok uzaklarda siyah öğrencilerin eğitim gördüğü derma çatma bir klubede eğitimine başladı. Dersten arda kalan zamanlarını kardeşlerine ve kuzenlerine yardım ederek geçiriyordu. Boş zamanlarında  para kazanmak için beyazların işlettiği bir tütün atölyesinde çalışıyordu. İlk hamileliği 14 yaşında onunla aynı odayı paylaşan kuzenindendi . 4 yıl sonra 2. çocuğunu doğuran Henrietta 20 yaşında kuzeni Day ile evlendi. 31 yaşında ve 5 çocuk annesi iken  1951 yılında rahim ağzı kanseri teşhisi konuldu. Rahim ağzı kanseri bilimsel adıyla serviks kanseri, tüm dünyada, yaygın kadın ölümlerine sebep olan kanser çeşitlerinden biridir. Kanserli kadınların  hemen hemen hepsinde cinsel yolla geçen Human Papilloma Virüs (HPV) 'üne rastlanmaktadır. 1950'li yıllarda kanser tedavileri radyoaktif materyallerin direkt vücuda yerleştirilmesi ile gerçekleştiriliyordu.

Teşhisin ardından Henrietta' dan alınan kanserli doku yerine radyum tüpü yerleştirildi. Bir süre sonra  radyum tüpü çıkarılarak X- ışını tedavisine başlandı. Fakat tedavi sırasında maruz kaldığı yanıklar sonucu 8 ay sonra hayatını kaybetti. Lacks öldükten sonra kendisinden alınmış kanserli doku, ailesinden habersiz bilimsel araştırmalarda kullanılmak üzere incelemelere başlandı. Burada bilim insanlarının ilgisini çeken bir durum vardı: Kanserli hücreler, uygun şartlar sağlandığı sürece yaşamaya devam ediyordu. Kanserli hücrelerin bu özelliği bilim ve tıp dünyasında yeni bir dönüm noktası olacaktı.

Ölümsüz Hela Hücreleri
Kültürü yapılan (in vitro ortamda gerekli besin, sıcaklık, pH vb. sağlanarak hücre veya dokuların çoğaltılması) kanserli hücreler dört ay içinde ABD' nin tüm eyaletlerinde bulunan araştırma merkezlerine ulaştırıldı. Hatta 1960 yılında uzayda yer çekimsiz ortamda hücrelerin davranışlarını incelemek için bu hücreler uzaya gönderildi. Bu kanser hücrelerine Henrietta Lacks anısına Doktor George Gey tarafından isim ve soyisminin ilk iki harfleri kullanılarak  'Hela Hücreleri' adı verildi.
Dünya' nın dört bir yanında, AIDS'den kansere, polio virüsün'den  (çocuk felci) gen dizilerine, toksik maddelerin hücrelere etkisinin incelenmesine kadar birçok alanda kullanılmaya başlandı. Dünya üzerinde birçok laboratuvarda hala kullanılıyor ve ilaç endüstrisine büyük bir katkı sağlamaya devam ediyor.

Hela hücrelerinin bir kısmının farklı davranış sergilemesi; bu hücrelerin izole (yalıtmak) edilip çoğaltılarak hücre hattı (hücre kültürü ile çoğaltılan hücrelerin büyümenin engellenmemesi için başka bir petri kabına bir kısmının aktarımı ile oluşan ilk alt hücre kültürü) oluşturulması öğrenildi. Bu vesileyle tüp bebek klonlamanın temeli atılmış oldu. Hela hücre çalışmaları sırasında kaza ile üzerine dökülen kimyasallar sonucu DNA' ların katlanarak kromozom halini aldığı görüldü. Sonrasında yapılan çalışmalarla insan kromozom sayısının 48 değil 23 çift olduğu bulundu.
    Dünya çapında bilime sağladığı ve önemli hastalıkların tedavisinde insanlığa sunduğu katkılar  açısından büyük öneme sahip son 50 yılın buluşlarına imza atan  hela hücrelerinin sahibi  Henrietta Lacks, her ne kadar yaşamını yitirmiş olsa da  hücrelerinin  hala dünyanın her yanında yaşıyor olması, hayatının kitap ve filmlere konu olması ölümsüzlüğünün en büyük kanıtıdır.

Yazan: Arzu GÖRÜROĞLU

Yorumlar